martes, 10 de julio de 2012

Tavşan Atlet

Atletizmde, uzun mesafe koşularında, yarışın ritmini sağlamakla görevli olan ama çoğu zaman da yarışı bile bitirmeyen ve hiç bir zaman da derece yapmayan "Tavşan Atlet"ler vardır. Hayat da uzun bir koşu, hatta çok uzun bir koşu denilirse, pek çok kişi benimseyecektir.
Öyleyse hayatımızın ritmini belirleyecek, zaman zaman şirazeden çıkan temposunu dengeye getirecek, ruhumuzun kabz hallerini kısaltacak, bast hallerini arttıracak tavşan atlet(ler)e ihtiyaç var öyleyse.
Bu durumda soru bu tavşan atlerlerin neler olabileceğidir. Pek çok şey olabilir tabi ki. Lakin ben bir kaçını öne çıkaracağım;
  • Gaye: Hedefsiz geminin liman bulamaması örneğinden yola çıkarsak, nereden gelip nereye gideceğini bilmeyen birinin, karşılaştığı sorunlara çare bulması mümkün değildir. Böyle biri sorunlardan önce gaye problemini çözmelidir.
  • Geçmiş: Geçmiş bize sıkıntı veren, canımızı sıkan bir olgu olmaktan öte olmalı. Yaşanan her şeyi anlamlı kılmak için hem ders alınmalı, hem de yeni anlara referans değer olmalı. Mesela geçmişte cetvel diye bir şey öğrenmemiş olsaydık, şimdi hiç bir şeyi ölçemezdik. Aynen öyle de geçmişte, mesela tanıdığımz insanlardaki güzel huylar, bize ideal insan karakteri konusunda fikir vermeli. Buna mukabil geçmişte kalan her şey kötüdür mantığı sorunludur.
  • Eğitim: Öğretim değilde eğitim denir ya hep. Eğer bize tavşan atlet olmayacaksa başka ne anlamı olabilir ki?
  • Muhasebe: Özellikle suçu başkasına ve olaylara atma psikolojisi bizi kendimize karşı dürüst olmaktan uzaklaştırıyor. İyi yapılmış muhasebe dengemizi sağlayacaktır.
Bu örnekler çoğaltılabilir tabi ki. Benim de aklıma gelirse ekleyebilirim. Velhasıl kelam, yaşıyoruz gidiyoruz ama sıradanlıktan öte, sıradan anlama yerine yüksek bir bakış açısı ile her soruya olmasa bile pek çok soruya cevaplar bulabiliriz. "Hiç bir şey boşuna değildir" ile "tesadüf" arasında doğru seçimi o zaman yapabiliriz. Bu son cümle ile "Knowing (Kehanet)" filmine gönderme yaparak yazıyı bitiriyorum :)