domingo, 2 de septiembre de 2012

Gurbet

Gurbet insanın doğup büyüdüğü kendin ait olduğu yerden uzaklaşmasıdır. Gurbet'dekiler garip diye adlandırılırlar. Gurbet ulvi bir gaye için yada maddi çıkarlar için yapılabilecek bir göçtür. Tabi birinci sebebin efdal olanı olduğunu söylemeye lüzum yok.


Lakin bir de insanın kendini ait zannettiği efrad içinde gurbeti vardır. Bilemiyoruz tabi hangisi daha zordur. Ama eğer fiziksel gurbet yaşayanın içinde, dönebileceği veya irtibat kurabileceği, bir cemiyet yada coğrafya umudunun var olduğu hatırlarsak herhalde daha iyi vaziyette olduğunu tasavvur edebiliriz.


Kendini ait olduğunu zannettiği toplumda gurbet yaşayanlar için turnusol kağıdı olan bazı olaylar olur. O sırada farkındalık mekanizması çalışır, eğer tabi o mekanizmanın çalışmasına alışkanlık refleksleriyle engel olmazsa. İşte o andan sonra mağara istiaresindeki artık dönüş olmayan yola girilir. Bu yönüyle gurbet ifadesini günümüzdeki popüler yalnızlık ifadesinden de ayırt etmek gerektiğini hatırlatmak da gerekli olabilir. Yine bu şekilde yaşanana gurbetinde efdal olanı, ulvi gaye için olacaktır. Öyle olunca da gayenin ulviliği ölçüsünde dayanıklılık olacaktır.


Belkıs Özöner'in söylediği şarkıya bir de bu saikle bakılmasını öneririm: