sábado, 6 de abril de 2013

Hatırda hep ol mehlikâlar olmalı...


Hurşîde baksa gözleri halkın dolagelür
Zîrâ görünce hâtıra ol meh-likaa gelür


Güneşe baktığımızda gözlerimizin yaşarması doğaldır. Zira o anda aklımıza Güneş gibi olana Padişah gelir.

Bir gün, bir şair, bir beyit ile kelimeleri öyle güzel işler ki, yıllar sonra bile hatıra gelir ve gelmeli de... İlkokulda Yahya Kemal, ortaokulda Mehmet Akif, lise de Bâki okumuş olsaydık kalbimizin ritmi için modern terapilere, ruh sarsıcı meşgalelere vb. yönelmez, mesela her daim aklımızda Kanunî'nin, ki bu sözü o söyledi mi çok daha anlamlıdır, sözleri olduğunda bile teselli bulmak çok kolay olurdu:


Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi 
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

Bu muhteşem Zât'ların önce Padişah sonra şair mi, yoksa tam tersi mi olduğuna karar vermek çok güçtür. Cem Sultan - Bayezid hadisesinin şiir üzerinden yürümesi, Sultan Ahmet'in Efendimizin ayak izini bir hâk üzerine, ki ancak o hâk engel olabilirdi, iade ettiğinde yazdığı ve hep başının üzerinde taşıdığı eser bunlardan ancak bir kaçı... 



Barış Manço gibi zamanın ruhunu, doğru yollarla irtibat kurabilecek sanatçı ve tabi alimlere öyle çok ihtiyaç var ki...