miércoles, 8 de agosto de 2012

Sabır, inanç ve domates

Bu başlığı seçerken, önceki bir yazının başlığınından istifade ederek, aralarında bir alaka kurmak istedim. Sonuçta bir şeylere erişmek için sabır ve inançtan bahsetmiştik o yazıda. Ama tabi burada mevzu lale gibi 15 günlük bir güzellik değil de, hayatımızda önemli bir rol oynayan "Domates".

Neler olmaz ki ondan, her yemeğin rengidir o, salçadır bazen, bazense salatanın tadıdır. Kimi kurutur yer, kimi de menemende suyunu yer. Ama hep biz onu şimdiye dek hep manavlarda, marketlerde, pazarlarda bulduk. Nereden geliyorsun, nasıl büyüyorsun diye pek de soran yoktur. Eğer dalları ile salkım şeklinde satılırsa iki katı para vermeye de razı oluruz, daha bir yakın olmak için doğaya.

Ama artık yeter! O domatesi daha bir iyi anlamanın zamanı gelmişti. Bunun için de biraz inanç ve sabır tabi ki gerekliydi, biraz da cesaret tabii.


Ama bütün bunların zorluğu o ilk domatesi görünce nasılda ortadan kalkıyordu. O pek çokları için sıradan olan manzara karşısında ben dahi mesut oldum.

Domatesin biraz öncesine gidersek önce çiçek açması gerekiyormuş tabi. Ancak o çiçek solup gittiğinde bu sefer üzülmüyoruz, bilakis seviniyoruz. Zira tam da orada bir domtescik belirebilir.
Aslında yan saksıda dahi bir hikaye var. O saksıya bir şey ekilmediği halde orada beliren bir ot tarzı bir şeyler oldu. Neyse kim uğraşacak dedik büyüsün dedik. Hatta epey büyüyünce, solma alametleri belirince su verme ihtiyacı da hissettim. Lakin içimde bir umut olarak ondan beklentilerim de olmadı değil.

Sonra derken o bitki dahi çiçek açtı, benim de umutlarım da.

Ve sonunda umutlar karşılık buldu ve bir yeni canlıya daha bu dünyada varlık kazandırıldı.

Ama tabi her şey o kadar da toz pembe değildi. İlk saksıya dönecek olursa, orada 3 domates, 2 biber fidesi yola çıkmışlardı. Ancak domates fidelerinden biri hemen en başta, diğeri ise oldukça büyüdükten sonra kurudu. Demek ki bir saksı da, bir domatese yer vardı. Lakin biberlerin durumu enteresan oldu, onlar ne büyüdüler, ne de öldüler. Hayat ile ne kadar da benzerlikler içeren bir saksı habitatı varmış.


Not: Yazıda geçen çiçek ve sebzeler gerçektir, ancak hisler ve ifadelerde abartı, mizah vb. olabilir :) Ayrıca herhangi bir edebi kaygı da barındırmamaktadır.