Öyle bed-halem ki ahvalim görende şad olur | Her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var |
Gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta | Kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var |
Ey Fuzuli aşk menin kılma nasihten kabul | Akıl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadı var |
1. O kadar kötü durumdayım ki, kendini feleğin çarkında bedbaht görenler bana bakarak mutlu olurlar [Kimse başkasının durumunun kötülüğünden normalde haz duymaz aslında ama] hallerine şükrederler, neler varmış der mutlu olurlar. [Fuzili, burada hem sevgiliyi, ona sitem edermiş gibi ifade edip edebi bir sihirle yüceltmektedir, hem de kendi sevgisinin derecesini göstererek kendine de paye biçmektedir]
2. Kuşlar tuzağın içindeki küçücük buğday, bulgur vs. tanelerinden görürler çok uzaklardan ama, koskoca tuzağı görmezler gafil (bilmez) olduklarından o anda.
Tıpkı sahra(büyük çöllerde) güzergahlarda (yolllarda - yada buradaki ifade ile kum tepelerinde) pek çok sayyadı (avcısı) var.
3. Nasihat verenler, verecek olanlar elbet aşkı yasaklayacak seni engelleyecek şeyler söyleyecek. Ama akıl tedbirinin bir temeli olduğunu sanma.
Akıl vasıtadır, kalp gaye. Vasıta gayenin önüne geçerse temelsiz bir yanılgı olurdu....