sábado, 24 de julio de 2010

Ağustosta Rapsodi



Akira Kurosawa'nın büyük bir yönetmen olduğunu öğreneli çok olmuyor. Seven Samurai filmini izlemek onun sinema dünyasındaki yerini anlamak adına yeterli. Önce çıkan bir diğer filmi de Rhapsody in August ( Ağustos'ta rapsodi ), hani filmin isminden ve afişinden bir şey anlamayacağınız ama izledikçe hiç bitmesini istemeyeceğiniz tarzdan bir film.


Bu filmle ilgili pek çok şey yazılıp çizilmiştir elbet. Ben bu saatten sonra film hakkında şekil bakımından konuşmaktan hicap duyarım. Söylemek istediğime gelince; Bu filmi izlerken kafamda aniden bir şimşek çaktı. 20. yüzyıl'ın en büyük rezaletlerinden olan "Hiroşimaya atılan Nükleer Bombayı" hatırladım. Oysa ne kadar da çabuk unut(turul)uyoruz. Sinemanın işte böyle bir etkisi de var, bazı tarihi olayları hemde taraflı bir şekilde gözümüzün içine sokarken bazılarının esamesi bile okunmuyor.





Bu filmi izlerken arada durdurup hiroşima belgeselini izledim. İnternetin bazı güzel yanları da var, video paylaşım sitelerinden istediğiniz konudaki belgeselleri bulabiliryosunuz. Sanırım 10 sene evvel olsaydı ansiklopedilerden bulmaya çalışacaktım hiroşimayla ilgili bilgileri. Evet bu film sayesinde tarihte, hemde çok yakın tarihte vuku bulan bu olayı, hatırlamış oldum. İzlenmesini de elbette tavsiye ederim.