Avrupa'da ülkeler arası geçişlerin, bizdeki iller arası geçiş kadar kolay olmasına adapte olmak zor. Ama ilginç bir hava alanı var ki, ismi Basel-Mulhause-Freiburg yani İsviçre-Fransa-Almanya şehirlerine hizmet veren bir hava alanı. Pasaport kontrolünde isterseniz İsviçreyi isterseniz Fransayı tercih edebiliyorsunuz ama sonuçta aynı salona çıkıp valizinizi alıyorsunuz. Bundan sonra da artık 10-30km aralığındaki bu 3 şehirden hangisine geçmek isterseniz geçebiliyorsunuz.
Biz Mulhouse'a geçtik, Fransızlar burayı Mülüz diye okuyorlarmış. İlk başta çok tuhaf gelen bu telafuza çok hızlı bir şekilde uyum sağlamamız bizi şaşırttı. Alsaz (Alsas/Alsace) bölgesinin iki güzel şehri Mulhouse ve Strasburg'u dolaşma şansımız oldu.
Mulhouse şehir merkezi
Mulhouse'da Alsaz evleri
Mulhouse meydanı
Mulhouse meydanı
Strasburg'un bu bölgenin başkenti gibi, merkezi ve önemli bir şehir. Avrupa Parlamentosu burada. Alsaz mimarisi Unesco korumasında şehrin merkezini süslüyor. Ancak futbol takımı pek de iyi olmayan bir şehir. Detayları için resmi web sitesi oldukça güzel.
Rhen nehri Strasburg şehrinin süsü
Alsaz evleri. Arka planda da bu turistik bölgede yenilenen bir ev. Zira turizm çok kıymetli buralarda da.
Şehir merkezinde park ve nehir
Nehirde minik gezi teknesi
Eski eşya ya da eskitilmiş eşya pazarı
Strasbourg Notre Dame Cathedral
Avrupa parlamentosunun az ilerisinde Ankara isimli durak
Almanya'nın Kehl kenti ile aralarında sadece bir Rhen nehri var. Burada üç köprü bulunmakta, bunlardan biri araçlar için, diğeri yayalar için. Yani günlük yürüyüş ve koşularınızı bu iki ülke/kent arasında yapmak mümkün. Rhen nehri de çok canlı ve hayat verici bir nehir. Üçüncü köprü ise, tramvay için yapılmakta. Yani şehir içi ulaşım için alıştığımız tramvay, iki ülke arasında işleyecek. Bu tabi Fransızlar açısından faydalı olacaktır, zira Almanya tarafı alışveriş için biraz daha ucuz.
Strasburg - Kehl arasında Avrupa Köprüsü
Rhen Nehri üzerinde iki ülkeyi bağlayan yaya ve bisiklet köprüsü
Ege'de hemen karşımızdaki Yunan adalarını akbil benzeri bir kartla gidip geleceğimiz günleri hayal ediyorum. Çok da uzak olmadığına da inanıyorum. Diyalog, iletişim, nezaket insanlığa hiç bir zaman zarar vermemiştir. Ayrıca yabancılar bilinçaltımızda biriktirdiğimiz kadar kötü ve ahlaksız asla değiller. Doğru zeminde iletişim kurabilmek, medeniyetin önemli göstergelerinden biridir. Biz zihinlerimizdeki sınırları aşabilirsek, fiziksel sınırlar zaten aşılır.
Kehl kentinde Fransızları karşılayan Mercedes Kulesi
Bu coğrafyadaki her şehir birbirine benziyor. Ülke değişince tramvayın biçimi, kilisenin mimarisi, trafik işaretleri gibi şeylerin değiştiğini görüyoruz. Ancak mağaza isimleri, yaşam tarzı, alışveriş alışkanlıkları gibi değişmeyen şeyler de var. Fransadaki tramvaylar şık iken, Almanya ve İsviçre'de ise biraz daha nostaljik olduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa'nın hesaplı marketi : Lidl