miércoles, 18 de agosto de 2010

Gezi: Uludağ

Bursa'ya her gelişimde farklı bir yönünü görüyorum. Bu da bu şehrin özellikli bir şehir olduğunu gösteriyor. "Bursa öyle 1-2 günde bitecek bir şehir değil!" sözüne de katılıyorum artık, halbuki önreğin yaklaşık 10 gün evvel gittiğim Manisa için bir öğleden sonrası yeterli gibi. Uludağ denildiğinde tabi kar gelir akla sonra da kayak merkezleri, otelleri, telesiyej vs. tabi bu özellikleri nedeniyle daha evvel hep kış vaktinde geldim Uludağ'a. Ayrıca kayak sporunda da pek başarıl olmadığımdan ve sırf kartopu oynamak için fazla zor ve soğuk bir yolculuk olduğunda çok da keyifli gelmemişti.
Aslında Uludağ'a yazın çıkmak lazımmış. Özellikle de sıcaklıkların tavan yaptığı bugünlerde. 10 dereceden fazla hatta 15 derecelere varan bir serinlik farkı var. Akşam üzeri Bursa merkezde 34 derecede iken hava sıcaklığı, Bakacak tepesinde 19 dereceydi. O anda anladım ki, imkanı olan akıl sahibi insanların bu havada gitmesi gereken tek yer Uludağ olmalı.
Bakacak tepesinden Bursa tıpkı uçaktan bir şehri izlemek gibi ya da google earth ile de diyebiliriz. Yalnız oraya giderken dikkat edilmesi gereken şey, yol bir anda bittiği için ve hafif bir yukarı eğimin sonunda olduğunuz için yolun bittiğini anlamayıp 1876m aşağı uçabilirsiniz arabayla gidiyorsanız.
Biraz gerideki kamp alanın düzeni, sakinliği, güvenliği çok güzel. Şirin de bir cami var bu alanda özenerek yapıldığı çok belli. O tesisi görünce "Aslında Dünya'daki bütün güzellikler ülkemizde var" sözü geldi aklıma, o söz üzerine ben, var ama tesis ve bilgilendirme yok, gibi düşünürdüm. Burada kuzey ülkeleri edasını gördüm, hem de güzel bir tesise sahip. Benim gibi soğuğu sevenler için ideal. Her yerdeki çeşmelerden akan soğuk su sayesinde yazın en sıcak günlerinde özellikle de hava karardıktan sonra sıkıntı yaşayabilirsiniz.
Otellerinde bazıları açık ve açık olan oteller oldukça doluydu. Yaz aylarında muhtemelen daha ucuz olacağı için tercih edilebilir. Otelde yada kampta kalıyorsanız fark etmez, gün içinde ben ne yaparım diye düşünmeye gerek yok. Kendine özgü doğasıyla uzun Uludağ yürüyüşleri çok güzel olmalı.
Dağa çıkmak tabi ki uzun sayılabilecek bir süre, 1.5 saat civarında. Hafta sonları trafikte olacağından daha da fazla sürecektir. Dağ yolunda pek çok tesis var; restoranlar, çay bahçeleri ve araba sinemaları... Yalnız bunlar içinde Seyr-ü Sefa (yada Şehr-ü Sefa) önplana çıkıyor galiba, zira hafta içi olmasına rağmen gördüğüm insan ve araba kalabalığı inanılmazdı. Yine dağ yolunun başındaki Tarihi Çınar'ı herkes bilir diye bahsetmiyorum.
Gelecek yazlarda daha uzun vakit geçirmeyi umuyorum Uludağ'da ve tabi herkese tavsiye ediyorum.